Dr. S. Sinem Akbulak Ekim 2022 İnanç

Bazı Körlük Çeşitleri

Yakınlık da uzaklık gibi görmeye mâni olabilir mi? Bakmasını bilen, gören, hatta mânâda derinleşebilenler için mesafe, görmeye mâni olmamalı. Tabiri caizse, burnunun dibindeki güzellikleri görememek, Hakk’ın nezdinde güzel kabul ettiklerine dahi çirkin demek, bu rahatsızlığın en önemli belirtisidir. İradenin hakkını vermek, bakış açısını değiştirmek için verilecek samimi gayret ise bu manevî körlüğün tedavisinin en önemli adımlarındandır.[1]

Haset ve rekabet körlüğü de kalblerin görmemesine sebep olabilen diğer körlük çeşitleridir. Hayırlı ve uhrevî işlerde rekabet hissi, dikkat edilmediği takdirde insanın savrulmasına ve içinde bulunulan durumun çok mahzurlu hâle gelmesine sebep olabilir. Gıpta duygusu da sınırlarına dikkat edilmezse rekabet hissi gibi haset sınırına kayarak muhatabını güç duruma düşürebilir.

Kur’ân-ı Kerim’de, “Ne var ki onlarda kör olan, gözler değil, asıl kör olan sinelerindeki gönüller!” (Hac, 22/46) buyurulur. Demek ki asıl önemli olan, bedenimize ait gözümüzle görebilir olmak değil basiret gözünün açılmasıdır. Haset, çekememezlik, haddini bilememe ve bakış zaviyesini ayarlayamama gibi hususlar, insanı basiret körlüğüne sevk eden faktörlerdir. Zira böyle bir insan doğru göremeyecek ve meseleler karşısında doğru bir duruş sergileyemeyecektir.[2]

Tedavi edilmediği takdirde kronikleşme ve şiddetinin artma potansiyeli bulunan bahsi geçen körlük çeşitlerinin, dünya ve âhiret saadetini tehdit etmesi, görme engeli olan bu kimseler yüzünden hakikatlerin değersizmiş gibi gözükme ihtimali vardır ki bunlar fert ve toplum seviyesinde bu durumun bilinen en büyük komplikasyonları arasındadır. “Kim bu dünyada gerçekleri görmede kör ise, ahirette de kördür.”[3] buyurmak suretiyle Allah (celle celaluhu) bu hastalıklardan muzdarip talihsizlerin âkıbetlerini açıkça beyan eder. Teyakkuz halinde olmak, amelleri şuurla yapmaya gayret etmenin yanı sıra Allah’ın rahmetine sığınarak dua etmek, bu çeşit görme rahatsızlıklarının en önemli tedavi yöntemlerindendir.

Diğer bir görme bozukluğu da toplumda sıkça rastlanan, bedenimize ait fiziken görmeyi kısıtlayan bir problem olarak kabul edilen renk körlüğüdür. Renk körlüğü, renklerin veya renklerin arasındaki farkların algılanamadığı bir çeşit görme bozukluğudur. Sıklıkla kırmızı ve yeşil gibi renklerin ayrımında zorluk şeklinde görülse de bütün renklerin gri tonlarında algılandığı nadir bir türü de mevcuttur. Genetik sebepler doğuştan gelen renk körlüğüne sebep olurken renk körlüğü sonradan da edinilebilir.

Genetik menşeli olanlarda x kromozomu ile aktarılan patolojik gen bölgesi, renkleri görmeden sorumlu koni reseptörlerinin eksikliğine sebep olur ve bu duruma daha sık rastlanır. Erkekler tek bir x kromozomu taşıdıkları için görülme sıklığı kadınlardan (%8/%0,5) daha fazladır. Şimdiye kadar renk körlüğüne sebep olabilen 19 farklı kromozom ve 56 farklı gen tespit edilmiştir. Genetik kaynaklı olanlarda en sık mavi ve yeşil tonları ayırt etme güçlüğü görülür. Retinitis pigmentosa, Leber’in doğuştan gelen amarozu gibi nadir rastlanan irsî bazı hastalıkların bir bulgusu olarak da karşımıza çıkabilir.

Sonradan edinilen renk körlüğünden muzdarip kimselerde gözün önemli bir yapısı olan retinadaki koni reseptörlerinde ya da beyindeki görme merkezinde gelişen bir sorun söz konusu olabileceği gibi bazı ilaçların yan etkileri neticesinde de renk körlüğü gelişebilir.

Kısmî renk körlüğü yaygın rastlanan tür olmakla beraber, bu kişiler mavi, kırmızı ve yeşil renkleri farklı seviyelerde algılayamaz veya ayırt edemez, en çok trafikte araç kullanma durumlarında sorun yaşarlar. Tam renk körlüğünde ise renkler siyah, beyaz ve grinin tonları olarak algılanabilir ve daha nadir görülür. Belirtiler altta yatan patolojiye göre değişkenlik gösterir.

Basit bir test yardımıyla teşhis edilebilen bu rahatsızlıktan muzdarip kimseler rutin hayatlarını devam ettirmede zorluk yaşamasalar da askerlik, polis, pilot, itfaiyecilik gibi belli mesleklerde engelle karşılaşırlar. Renk körlüğünü teşhis eden testlerde renklerin içine gizlenmiş farklı renklerdeki sayıları veya desenleri bulmanız istenir. Eğer yarı veya tam renk körü iseniz, farklı renklerden ve noktalardan yapılan gizlenmiş görselleri veya sayıları okumanız zor veya mümkün olmayacak ve testiniz pozitif kabul edilecektir.

ABD’de gerçekleştirilen bir araştırma, maymunlarda renk körlüğünü gen tedavisiyle düzeltmeye vesile olmuştur. Ancak bu tedavi modeli insanlar üzerinde gen çalışmaları yapılamadığı için şu an yapılamamaktadır. Bu hastalar için üretilmiş renkli kontak lensler ve gözlükler, renkleri daha iyi ayırt edebilmeye imkân tanır. Her ne kadar tam bir tedavi sağlamasa da özellikle gündüz vakti renklerin ayırt edilebilmesini sağladığı ve günlük hayatı kolaylaştırdığı için sıkça tercih edilir.

Mânâyı göremeyen, hikmeti okuyamayan birinin renkleri ayırt edememesi gerçekten daha mı kötü bir durum? Rahmeti Sonsuzun üstümüze yağdırdığı ve tazelendirdiği nimetleri fark edip hissedememek başa gelebilecek en talihsiz görme bozukluğu değil midir? Elma yediği hâlde elmanın lezzetini, kokusunu, faydasını, nimet olduğunu anlamayan birinin sadece rengini algılayamadığına üzülmesi garip değil midir?

Dipnotlar

[1] M. Fethullah Gülen, “Yakın Körlüğü”, Kırık Testi, 21 Şubat 2011, www.herkul.org/kirik-testi/yakin-korlugu/

[2] A.g.e.

[3] Bkz. İsra sûresi, 17/72.