Merhaba sevgili Genç Çağlayan okurları…
Ömür denilen bu yolculukta, renklerin en canlı göründüğü, belki de zamanın en hızlı aktığı dönemdeyiz. Gençlik durağındayız. Sayısını bilmediğimiz otobüsler geçer bu duraktan. Yalnızlık, sevinç, özlem otobüsleri… Gidilen bazı semtler dik bir yokuştadır, bazıları da denize nâzır… İnsanız ya, elbette farklı sebeplerle yolumuz düşer bu semtlere. Genç Çağlayan, bu yolculukta sizlere eşlik etme niyetindedir.
Siz değerli gençlerle, “güneşten ışık yontan” azminizle ve “aydınlığı çalkalayan” tebessümlerinizle parlak geleceğimizin tablosunu resmedeceğiz.
“Genç” kelimesi, ümidini yitirmemiş, heyecanı doruklarda olan ve gözlerindeki ışığı kaybetmemiş fertlerle anlam kazanır. Ümidimiz odur ki Genç Çağlayan, kar yağmış semtlere bahar müjdesi ulaştıracak. Şimdi dirilme, irfan ve sevgiyle gönülleri diriltme zamanıdır. Cennet gibi bir baharda, “Biz geldik” deme vaktidir.
Bu yolda bize bilim, kültür, sanat ve eğitim gibi alanlarda yapılan değerli çalışmalar eşlik edecek. Kültürel mirasımızı ve ortak evrensel insanî değerleri birlikte keşfedeceğiz.
Geleceğimize bayraktarlık ettiğiniz için çok mutluyuz. Bu dergi artık sizin! Var mısınız beraber yürümeye?