Tiyatro, hayatın içinden alınmış, harmanlanmış sahnelerden oluşur. Bu sahnelerin en güzel tarafı, seyircinin dışarıdan izleyen taraf olmasıdır. Sevgi, mutluluk ve iyilik için neler yapılabileceğini ya da nefret, öfke ve ümitsizlik gibi duyguların hangi yıkımlara sebebiyet verdiğini, iyi ya da kötünün tarafında olmak zorunda kalmadan öğrenirsin. Mesela ölümle tanışırsın, ama kimseyi kaybetmezsin. Kısacası tiyatro, hayatı ve duyguları oturduğun yerden deneyimleme imkânı sunar. Usta tiyatrocu Haldun Dormen “Tiyatro kendimizi görme imkânı verir. Bizim tiyatroda yapmak istediğimiz şey, insanlara kendilerini tanıtmak, göstermek. Yani tiyatro ille de bir ders vermek istemez. Farkında olmadan verirse insanlara bir şeyler öğretirse, ne âlâ…” der.[1]
İnsana böyle değerli bir fırsatı kitapların dışında sinema ve tiyatro sunar. Sinema artık vazgeçilmez hâle gelse de tiyatronun ehemmiyeti bambaşkadır. Çünkü tiyatroda insan bu gerçekliklerle ekransız, mekanik bir aracı olmadan karşılaşır. Bir oyun sahnelenirken hayatın içerisinden kopup gelen ve sahneden fırlayan duygular seyirciye yansır. Yaralı bir kadın oluverirsin izlerken, onun penceresinden dünyaya bakarsın. Oyundan sonra karşılaştığın her yaralı kadın dikkatini çeker, anlarsın. Dahası bir gün yaralandığında ne olduğunu bilirsin. Ailesini kaybetmiş genç bir adamın kayboluşunu izlediğinde, ailenle oturduğun her masada şükredersin. Mutluluk, umut, yalnızlık, korku, yorgunluk ve daha nice duyguyla tanışırsın seyirci koltuğunda. Karakterlerinden biri olmadığın bir olayda alacağını alırsın.
Diğer yandan sahnedeki olaylara tüm karakterlerin gözünden bakarsın. Bu yadsınamaz bir bakış açısı zenginliği verir. Bir durumu her yönüyle ele alabilme ayrıcalığı sunar tiyatro. İzledikçe, fark ettikçe daha tarafsız yorumlarsın. Hakikat arayışında tarafsız olmak doğruyla arandaki mesafeleri kısaltır. Zamanla olgunlaşırsın. Tiyatronun sunduğu bu değişim, karakter hâline gelir ve olgunluğu farkında olmadan kendi sahnene, hayatına taşırsın. Artık daha farkında olursun, çünkü tiyatro sana insanı insanla, insanca anlatmıştır.
Dipnot