Gecenin soğuğu, ayazı olmuş nefesim
Ruhum tir tir titrerken, sessiz bedenim
Sade bir eser, soğukta donmuş yüreğim
O yüreği kesmiş buz, pas tutmaz üzeri
Derin yara, geçmez ki dökülsün parça parça,
Neler gördü bu yüz, neler hissetti bu beden
Ondandır bu ayaz yemiş sima
Ondandır ağlamaktan kuru göz bebekleri
Gelir mi bahar, açar mı çiçekler bu simaya
Duvarlar arasında, iğne deliğinden ışıklar
Nefes alma sesim duvarda yankılanıyor
Bağırışlar, yakarışlar içten, sessiz
Bakarak duyamazsın simasına bu koca yürekli adamın
Güneş görür mü bu yüz,
Dört duvar, bir küçük pencere, üç demir çubuk
Belli yıllar devirmiş kutu kabusta
Anlarsın simasındaki çizgilerden
Her biri bir hikâye anlatır, vesselam
Bu donuk yüz bir kınama ifadesi
İzler üstüne, nefesi duman olmuş sise
Susmayıp haykırmış doğruyu
Anlamamışlar, anlayamamışlar onu kör cahiller
Bir tavırdır bu donuk yüz
Aklımıza kazınan
Beşer çok gördü böyle yüzler
Geride çok iz bırakan…