Rabbimizin ihsan ettiği “sadakalar”… Duaya ve yeni ilhamlara vesile olmaları temennisiyle…
- Aşk maddeyi eritir, maddenin ruhu olan nura ayna olur.
- Hayat beklemekle geçer. Beklenmedik şeylerle sürer gider. Bir gün beklemeler biter.
- Bu hayatta çile kaçınılmaz, başa ne geleceği bilinmez, daimî gayret ve himmet elzemdir. Dertlerin devası, endişelerin çaresi ve dirilik vesilesi; acz, fakr, şevk, şükür, şefkat ve tefekkür yolunda kul olma heyecan ve memnuniyetiyle yürümek, ene buzunu şahs-ı manevî havuzuna atmak ve ilmi hâlde eritmektir. Enaniyeti buz olarak kalanın, ilmi hâlinde erimez.
- Hakiki Allah dostu, Allah dostunu sever. Allah dostuna kin besleyenin muhabbetullahtan nasibi yoktur.
- Sünnetullah ve Sünnet-i Seniyye; ilahî ilim, emir, kudret ve iradeyle senkronize olmaya vesiledir.
- “Ene”, bütün şifreleri deşifre eden, ancak önce kendisinin deşifre edilmesi gereken bir şifredir.
- Sanatta tecerrüt, muradın icmalidir. İnsan, murad-ı İlahînin en latif sanatıdır.
- Sanat, hakikatin zarif bir üslupla ifadesidir.
- Hakiki sanat, ebediyeti yansıtır.
- İnsan inanmazsa göremez. İmanın nuru ve şuuruyla nazar eden, ilahî isimlerin cilvelerini görüp okuyabilir.
- İhlas, gönülleri rapteder.
- İhlaslı söz tiryaktır.
- İhlaslı sözün kokusu, Cennet kokusu gibidir.
- İhlaslı olan “gıcıklık” yapmaz.
- İhlaslı olan şevkini kaybetmez.
- Riyayı muhlis fark eder.
- Akıllı olan tevbe eder.
- Teslim olanın kalbi selimdir.
- Kalbi temiz olanın aklı kirli olmaz.
- Aklı gözüne inen, aklının keskinliğini yitirir.
- Kibir kalb zaafından kaynaklanır. Kalbi zayıf olanın beyanı da süflileşir.
- Vicdan ancak helâl dairesinde teskin olur.
- Rahman nefsimizi, Hakîm aklımızı, Rahîm kalbimizi tatmin eder.
- Gönülden tevbe eden geçmişini, tevekkül eden de geleceğini temizler.
- Mânâ ölümsüzdür.
- Huzur, gürültülü zihinde değil, sakin vicdandadır.
- Hizmet, hür bir kalbin ameli, beklentisiz bir gönlün hâli, adanmış bir yüreğin azmidir.
- Kanaat, mevcudu fark etmektir.
- İstihza kibrin, kibir kalb zaafının işaretçisidir.
- Açık delili inkâr, inat ve kibirden kaynaklanır.
- Mümkün olmayan şey, muhtemel de olmaz. Muhal bir şeyin var olma ihtimali sıfırdır.
- Muhali iddia etmek divaneliktir.
- Muhale ihtimal veren, evhama müpteladır.
- Hayat varlığın, şuur hayatın, akıl da şuurun saflaşmış hâlidir. Akleden kalb, hayatı derinden hisseder.
- Aceleci zihin, hakikatin sadece kaymağını yemeye meyillidir.
- Ansızın dünyayı terk etmeden “an”lara yatırım yapmanın tam zamanı.
- Ayna, görüntülerin kaynağı değildir.
- Reşha mesleği, renksizlik mesleğidir. Kutsî renkler, renksizlikte cilvelerini sergiler.
- Biten doyurmaz, terk eden sevilmez, sönüp giden tatmin etmez.
- Sonsuz tektir, sıfır çoktur. Sıfırın sıfıra üstünlüğü yoktur.
- Allah gibisi yoktur.
- Zamansız Zât zamanla bilinir, zamansızlıkta aşkına erilir.
- Miraç, insanın kalb aynasında yansıyan güneşten hakiki Güneş’e yolculuğudur.
- Kalb ve ruh inbisat ettikçe hayal de genişler. Tahayyül; mânâların, esma-i ilahinin nihayetsiz cilvelerinin sınırsız okyanusundan kalbe akmasına vesile olur.
- Temrinat, kaliteden taviz vermeden hızlı olmayı temin eder.
- İnsana yakışan, hikmetli ve şefkatli mükâleme ve muameledir, zira Hakîm ve Rahîm Rabbimiz abes iş işlemez, zulmetmez.
- Perspektif değişirse hâl de değişir. Nazarın tecdidi, hâlin tecdidine vesile olur.
- İnsan bir saat sonra farklı bir mahiyete bürünebilir.
- Şeytan, tahayyül ve tasavvurun ötesine geçemeyenlere vehim telkin eder.
- Hayal, kalbden çıkan mânâların lokomotifidir. Gaye olursa hayal, mânâları hakikate taşır, olmazsa lokomotif, dolap beygirine döner.
- Kaybedilen şey, peşinde olunan şeye göredir.
- Arayan nerede durursa onu bulur.
- Kalb, daha ötesine gidemedikçe mahbubunu aramaktan vaz geçmez.
- O’nsuz sen olamazsın.
- Hüvesiz ene olamaz. Hüve bizzat vardır. Enenin müstakil varlığı yoktur.
- Güneşsiz gölge olmaz. Gölge, Güneş olamaz.
Gölge olur mu hiç Güneş?
O’nun ziyasına yapış, O’na yanaş
Aynadaki “ben” değil
Sonsuz aşka layıktır Ezelî Güneş
Yazı Yazarken
- Hakkını vererek yazmak, fikir ve hislerin âhenkle süzülmesiyle gerçekleşir.
- Hissedilerek yazılanlar, hissedilerek okunurlar.
- Kültürel miras eklemlenerek büyür. Bu yüzden literatür taraması ve atıflar önemlidir.
- Telmih, ilhama vesile olur.
- İnsicam, makul mânâların silsilesidir.
- Tahkik, zihnî ve haricî hakikatlerin mütekabil olmasıdır.
- Şiir ve nesirde şekilden ve söz sanatlarından ziyade mânâ ve mesaja dikkat etmek, kalblere tesir eder.
- İlham kutsî bir kuş gibi gelir. Yazarak yakalamak gerekir.
- Mânâ dünyaları ve kalbleri berrak olanların beyanları da berrak olur.
- Sohbet atmosferinden ve nuranî eserlerden uzak kalanların zaafları beyanlarına yansır. Sohbetle ve nuranî eserlerle beslenenlerin ise beyanlarında ilham, feyiz ve ulviyet akseder.
Gönüldeki Korlar
Rahman’ın “iki parmağı” arasındadır kalbler
Hikmetiyle çevirir hâlden hâle
Açılır sırların önündeki perdeler
Hoş geldin denirse hayret ve dehşete
Haber verir celali cemalinden, cemali de celalinden
Marifete vesile olur şiddetli tecelliler
Yanarak geçilir feleğin çemberinden
Ne hikmetlidir hayale gelmeyen fitneler
Nar nura çevrilir
Çileden sonra gelir sükûnet
Muhabbet sadakatle derinleşir
Her şeye bedeldir kurbiyet