Yazar: Hatice Sena Altınışık
Sıcacık yatağımdayım
Bir pazartesi sabahı,
okula gitmeyi beklerken
Elime alıyorum telefonu
Ve birkaç mesaj ve o mesaj…
Üşüyorum bir anda yine
Kat kat yorganlara sarılıyım
Ama üşüyorum,
duyduğum haberin etkisiyle
Tüylerim diken diken… üşüyorum
Yalandır diyorum, olamaz
Üşüyorum kat kat yorganın altında
Kan beynine sıçramış
telefonu karıştırıyorum titreyerek
Daha çok üşüyorum, titriyorum
aynı haberi tekrar tekrar gördükçe
Bir video çıkıyor karşıma
O’nun sesi… görüyor sanki,
binlerce insandaki hüznü, kederi.
Ve bizimle konuşuyor ekranlardan
“Evet, onlar benim halime bakıp inkisar yaşamasınlar, kırılmasınlar.”
Ne inkisarı hocam!
Sen bize güç verdin hep
Varlığın güç verdi, güven verdi
Üşüyorum hâlâ,
ama içimde bir sıcaklık var artık
Sesinin sıcaklığı…
Devam ediyorum bakmaya
Kaydırıyorum haberleri birbiri ardınca
Gerçeği bilsem de içten içe
“Yalan haber, ölmedi O”
diyen birini bulmak için
Heyhat, ne çare
Üşüyorum yine..
Ve yine bir videosu çıkıyor karşıma
Bu sefer kulaklığı takıyorum
Ve açıyorum sesi sonuna kadar
Eskilerden bir vaaz,
camiden sesleniyor hocam;
“Vücutlarınız ateşte yansa külünüz odla kavrulsa topraklarınız sağa sola savrulsa yine Allah’a seslenecek ve ‘Ey yâr! Senden dönmezem’ diyeceksiniz”
İçimde yankılanıyor sesi
Gözyaşlarım durmuyor,
yastığımda damlalar
Ama üşümüyorum artık
Üşüyordum O’nun yokluğunda
Ve beni ısıtan yine O’nun sesiydi
Göçüp gitmişti ötelere
Ruhunun ufkuna yürümüştü
Ama hâlâ O teselli ediyordu bizi
Onu dinliyordum
kafamın içinde yankılanıyordu sesi
O heybet… tir tir titriyordum
Dinliyordum sadece
Gözyaşlarına yenik düşmüş şekilde
Ama üşümüyordum artık
Çünkü o göçmüştü ötelere evet
Ama bırakmamıştı bizi,
bırakmayacaktı da…