Yazar: Seher Çaha
(Aziz Üstadımın ve Muhterem Hocamın anısına saygıyla)
Andım zamanın solgun renginde geçip giden suretleri,
Hatıraları okşayan rengarenk bahar neşidelerini,
Ufka dalıp buğulu gözlerimde birikmişti her biri,
Ne hoştu ya Rab! Kalbe huzur veren o günlerin mazisi,
Damla damla ışıktan delip geçen sızıntı misali,
Gönülden gönüle imanın rüknünü ruhlara inşa etti,
Heyhat! Yeis bataklıktır dememiş miydi Zamanın Garibi,
Ümitle bekleyin gelecek kabrime ellerinde kır çiçekleri,
Aziz Üstadım dünyanın her yanına ruh-efzâlar ekildi,
Sürgün verdi toprağa mavi gözlerin gibi,
Zalime tokat olsun, tohumlar çatladı arzdan dirildi binlercesi.
Kimi Musa’nın (a.s.) soluğunun yanında,
Kimi İsa’nın (a.s.) toprağının bağrında,
Kiminin fikir türküsü İbrahimî (a.s.) tınında,
İsimleri, Elyasa, Michael, Adam, Katya, Yuhanna ya da Elli,
Risale-i Nur’un vücut bulmuş hâli, bir iman meş’alesi,
Vurdun kendi devrinde vatanın kangrene dönmüş zihnine Nur Neşterini,
Sen gittin en sevdiğinin yanına, geride bıraktın derûndan izleri,
Senden sonra gelen Rehberim, O gözü nemli,
Hüzün kokulu, hadis soluklu, Muhterem Efendimi,
Muştusuydu dilinde hep: Kır çiçeklerinin bağrından düşenleri,
Kim bilir ötelerde birlikte seyredersiniz belki,
Burada koşturan yetim bıraktığınız Altın Nesli.
Çalıyor kulağa bak şimdiden âtiden o gülümseten ezgi.