Ağustos 2024 Ashâb-ı Kirâm Leyla Bayar

İki Kanat Sahibi: Cafer ibn Ebû Talip

Hayatımızda etkisinden çıkamadığımız bazı hikayeler vardır. Şimdi sizlere tesirinden çıkmakta zorlanacağınız bir hayattan bahsedeceğim.

Bu hayat Hazreti Cafer’in (radıyallâhu anh) hayatı…

Takriben 590 yılında hayata gözlerini açan Cafer, babasının geçim sıkıntıları yüzünden kardeşi Ali gibi baba evinden ayrılmış ve gençlik hayatını amcası Abbas’ın yanında geçirmiştir.[1]

Müslümanların sayısının bir elin parmaklarını geçmediği bir dönemde İslam’la şereflenmiştir.

Şartların ağırlaşması üzerine Habeşistan’a giden ikinci kafileye başkan olarak katılmış ve eşi Esma ile hicret etmiştir.

Habeş hükümdarı Necaşi ve Kureyş temsilcileri önünde; davalarını ve bunun sonucunda yaşadıkları zulümleri anlatmış ve Müslümanlara himaye hakkı kazandırmıştır. Ayrıca o topraklarda doğan ilk Müslüman çocuk, Hazreti Cafer’in oğlu olmuştur.

Bedir savaşına katılamasa bile; Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) ganimetlerden hak ayırdığı ve savaşmış gibi sevap kazandığını dile getirdiği sekiz kişiden biridir Cafer ibn Ebû Talip.

Yedi yıl süren bir ayrılıktan sonra, Necaşi’nin tahsis ettiği gemi ile Medine’ye dönmek üzere yola çıkmış, ama önce Efendimizin yanına, Hayber’e gitmiştir.

Hayber’in fetihimden hemen sonra Hazreti Cafer’i karşısında gören Efendimiz mutluluğunu şu cümleler ile dile getirmiştir: “Hangisine sevineceğimi bilmiyorum. Hayber’in fetihine mi yoksa Cafer’in gelişine mi?”[2]

Sonrasında ona sarılmış ve alnından öpmüştür. Gelen 16 kişiye ganimetlerden pay vermiştir. Medine’ye dönüşlerinde Hazreti Cafer’e Mescid-i Nebevinin yanı başında bir yer tahsis etmiş ve onu oraya yerleştirmiştir.

Hazreti Cafer. Suriye’ye gönderilen orduda yardımcı kumandan olarak görev yapmıştır. İlk üç kumandanın şehit düşmesi ile ordunun başına geçen Hazreti Cafer, aslanlar gibi savaşmış, iki kolunu da kaybetmiş ve 90’dan fazla yara alarak şehit olmuştur.[3]

Efendimiz arkasından ağlayan kişilere, Allah’ın kesilen iki koluna karşılık iki kanat ihsan ettiğini ve onlarla Cennet’e uçtuğunu haber vermiştir. Bu sebeple kendisine “Tayyar” (Uçan) ve “Zü’l-Cenâheyn” (İki Kanat Sahibi) lakapları verilmiştir.[4]

Hazreti Cafer’in diğer lakapları ise Zü’l-Hicreteyn (İki Kere Hicret Eden)

ve Ebu’l- Mesâkîn (Miskinlerin Babası) idi.

Dipnotlar 

[1] M. Fethullah Gülen, “Cafer-i Tayyâr ve Efendimiz Nezdinde Dostlarının Kıymet”, Bamteli, 24 Kasım 2008, https://youtu.be/m7mggix46NU=

[2] İbn Sa’d, el-Tabakâtu’l Kubra, 4/26; Yakubî, Tarih-i Yakubî, 2/56.

[3] Buhârî, Meġāzî, 44.

[4] İbn Sa’d, Tabakât, 4/37.