Hangi yol, hangi vakit, zeminin boşluğunda
Kaçıncı aldanış bu, kendi gönül bağımda
Beklenti, belirsizlik, kalb kuşağımda
Bilmem ki ne vakit geçer bu yalnızlık
İkindi yağmurlarının ıslattığı başımda
Bin bir düşünce, bin bir ızdırabımla
Hangi sebep düşürür bu onarılmaz lahzaya?
Uzar mı bilmem, kısalır mı yalnızlık
Vefasızlık, umursamazlık, kendinden öte mi kardeşi?
Hiç sanmam, artık görülmüyor minareleri
Harabeye dönmüş memleketin meskenleri
Duyan var mı sesimi bilmem, biter mi bu yalnızlık
Mantık, akıl neye hizmet eder?
Her an tutulan hangi hesapta kaldı eller?
Uzatılmaz, akıl dur der, kalb perişan
Nerede deliler, bulamadım, bu kaçıncı yalnızlık
Yalnızlık, gönül küskün, kalb yoksun
Anlaşılmak büyük bir ütopik mefhum
Yalnızlık, gecenin ortasında, geceye hasret
Bu yer, bu gök, dar gelir ruhuma
Bilmem ki ne vakit çıkılır andan, biter bu yalnızlık…