Fobik bozukluk; belirli bir nesne veya duruma karşı süreklilik gösteren, mantıklı olmayan ve gözlemlenebilir seviyede korku veya kaygı hissetme, klinik olarak belirgin sıkıntı ya da işlevsellik kaybına yol açan korku olarak tanımlanır.[1] Hayvan korkusu, agorafobi (açık alana çıkma fobisi), klostrofobi (kapalı alanlardan kaçınma), sosyal fobi (insanlar tarafından tuhaf, gülünç bulunmaktan kaygı duyma) gibi özgül fobiler olarak adlandırılan fobik bozukluklar; Amerika Birleşik Devletleri’nde üçüncü en sık görülen psikiyatrik bozukluk olup diğer ülkelerde de teşhis sıklık oranı giderek artmaktadır. Hayat boyu prevalansı %12,5 olarak bildirilmiştir.[2]
Her korkuya fobik bozukluk denemeyeceği gibi, fobik bozukluğu da herkesin yaşayabileceği, gündelik korkular gibi değerlendirmek doğru değildir. Fobik bozuklukta söz konusu olan korku ya da kaçınma davranışı kişinin günlük hayatındaki işlevselliğini bozmaktadır.
Üstad Bediüzzaman, yaşlı bir zatın kayığa binmekten korkarak binmek istememesi üzerine; “Cenâb-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrip için değil. Ve hayatı ağır ve müşkül ve elim ve azap yapmak için vermemiştir. Havf iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, ihtiyatkarane bir havf meşru olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimalle havf etmek evhamdır, hayatı azaba çevirir.”[3] diyerek korku hissine, manevî dinamiklerimiz açısından makul bir izah getirmiştir. İşlevselliği bozan korkular, misalde görüldüğü gibi, gereksiz vehimlere sebep olarak rutin hayatın akışını zorlaştırmakta, hatta bazen bu akışa engel olmaktadır.
Klasik özgül fobik bozuklukların yanı sıra kilo alma fobisi (obesophobia), dokunma fobisi (haphephobia), palyaço fobisi (coulrophobia), canlı gömülme fobisi (taphephobia) gibi ilginç fobik bozukluklar da mevcuttur. ‘’Delikli cisim fobisi’’ olarak da ifade edilen tripofobi de yakın dönemde tanımlanan ilginç fobik bozukluklar arasındadır.
Tripofobik fertler, delik ya da yuvarlakların oluşturduğu küme şeklindeki görsellerden hoşnutsuzluk yaşarlar. En meşhur tetikleyici uyaranlar arasında nilüfer çiçeğinin baş kısmına ait görseller, bal peteği ve sabun köpüğü imajları sayılabilir. Le ve araştırma arkadaşları, bu uyaranların sadece yuvarlak cisimlerle sınırlı olmadığını, birbirine çok yakın olarak yerleşmiş küçük nesnelerin oluşturduğu herhangi bir küme görüntüsünün, tekrarlayan görsel desenlerin ve yan yana gelen yumru biçimindeki şekillerin de etkili olabileceğini bildirmiştir.[4] Diğer bir araştırmada ise, bu görsellerin tripofobik olmayan fertlerde de rahatsızlık oluşturabileceği ifade edilmiştir.[5]
Bu fobik bozukluktan mustarip olanların, bahsedilen görsellerle karşılaştıklarında en sık belirttikleri hislerden biri tiksinmedir. Bu hoşnutsuzluğun temelinde, topluma göre daha yüksek oranda sahip oldukları tiksinme duyarlılığı vardır. Ayrıca saldırıdan ve hastalık bulaşma tehdidinden aşırı oranda çekinme ve korkulan hayvanları hatırlatan semboller de etkili olmaktadır.[6] Tetikleyici görsel uyaranların ardından tiksinmenin yanı sıra sıklıkla; kontrolü kaybetme hissi, hoşnutsuzluk, tedirginlik, panik hâli, çığlık atma, kaygılanma, dehşet dolu olma, mide bulantısı, gerginlik, karın ağrısı, nefes darlığı, bulantı gibi hisler ifade edilmektedir.
Bu ilginç fobiye kadınlarda daha sık rastlanmakta, genellikle ergenlik döneminde başlamakta ve kronik bir seyir göstermektedir. Majör depresif bozukluk ve yaygın anksiyete bozukluğu (%85,6) olduğu gibi, psikiyatrik rahatsızlıkların sıklıkla eşlik ettiği bu rahatsızlıkta, yaşanan stresin şiddeti ve süresi ile tripofobinin şiddeti arasında güçlü bir ilişki mevcuttur.[7]
Tripofobi Anketi (Trypophobia Questionnaire) gibi Le ve arkadaşları tarafından geliştirilen ölçekler yardımı ile hasta adaylarında fobik bozukluğun teşhisi ve şiddeti belirlenmeye çalışılır. Bu tarz rahatsızlıklarda olduğu gibi, tedavide antidepresanlar da dâhil olmak üzere, konunun uzmanlarınca önerilecek çeşitli ilaçlar ve “üzerine gitme” ve “cesaretlendirme” gibi psikoterapik yöntemler kullanılır.
Üstad Bediüzzaman’ın da ifade ettiği gibi, korku hissi, hepimize emanet edilen hayat nimetini korumak üzere verilmiştir. Diğer hislerimiz gibi dengeli şekilde ve gerektiği yerde kullanılırsa, aslında hayatımıza renk ve lezzet kattığı ve ne kadar gerekli olduğu görülecektir. Fobik bozuklukları bu perspektiften değerlendirmeye çalışırsak, korku hissimizin ve kaçınma davranışımızın daha fazla farkına vararak korkularımızı makul bir seviyede tutabiliriz.
prevalans: Belirli bir nüfusta, belirli bir zaman dilimi içinde görülen hastalık oranı.
Dipnotlar
[1] American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Washington DC: American Psychiatric Association, 2013.
[2] R. C. Kessler ve ark. “Lifetime prevalence and age‐of‐onset distributions of DSM‐IV disorders in the National Comorbidity Survey Replication”, Arch Gen Psychiatry, 2005, 62: 593–602.
[3] Bediüzzaman Said Nursî, Mektubat, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 469.
[4] A. T. Le ve ark. “Assessment of trypophobia and an analysis of its visual precipitation”, Q J Exp Psychol, 2015, 68: 2304–22.
[5] G. G. Cole ve A. J. Wilkins. “Fear of holes”, Psychol Sci, 2013, 24(10): 1980–5.
[6] S. Imaizumi ve ark. “Trypophobia is predicted by disgust sensitivity, empathic traits, and visual discomfort”, Springerplus, 2016, 5: 1449.
[7] M. Vlok-Barnard ve D. J. Stein. “Trypophobia: an investigation of clinical features”, Braz J Psychiatry, 2017, 39: 337–41.