Bir nurdur aydınlatan yolu
Hudutta topraktaki vuku
Yerden göklere açılan kapılarla dolu
Toprak cefalı bedenlerle duru
Bir ışık parlar
Sefaletin sonunda
Ahkâm kesenlerin timsalleri
Yerle bir olduğunda
Birin bir olduğu
İkinin iki olduğu zamanda
Kinin yokluğundan habersiz
Kırk çetin yıl, bin dirhem ağırlığında
Hissedilirdi ruhunda
Buhran ve keder
Bunalmıştı beşer…
Aynı saat, aynı resim tablosunda
Yaşanmıştı benzer hikayeler
Dünya hayatında
İkrarla söylenmiş doğrular
Hep varmış korkulan
Kimine olmuş çare zaman
Kimi ise bulmuş çareyi ırağa revan
Hepsinde aynı hikayenin parçası
Bir oyunun perde arkası
Ve zıt kutupların ortak noktası
Doğrunun, özgürlüğünün lisanı
Olmuş okumanın aydınlığının parçası
Sıradan bir gece
Giydirmişler kara kefeni
Sorana demişler
Bilginin bedeli, suçtu temiz edepleri
Anlamamışlardı ki, görülmemişti böylesi
En korkunç kabuslarında bile
Gel zaman git zaman yardım gelir
Adalet bir gün tecelli eder
Kör açar mı gözünü bilinmez ama
Kazanırlar doğruyu söyleyenler
