Hacer Keskin İnanç Nisan 2023

Kalb

Kalb ne engin bir deniz…

Bazen yağmur yüklü bulutlar kaplar üstünü, bazen de bulutlar ağlar, deniz taşar.

Kalbden dile, dilden kaleme taşar…

Gün olur, korku ve ümit arasında gelgitler yaşar.

Gün gelir, dalgaların sesi ümit nağmeleri fısıldar. Ya ümit nağmeleriyle yüzüp ebedî huzura kavuşuruz ya da o denizde boğulur gibi oluruz.

Fırtınalı bir gece, çarşaf gibi bir deniz, birlikte çalıp söyler. Tıpkı çok sesli bir koro gibi… Ses ve âhengin uyumu zıtlıklarından doğar.

Hazreti Mevlânâ’ya atfedilen bir sözde de dendiği gibi, “Kalb deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.” O kadar engin bir deniz ki içine ne koysan alır. Sevgi, saygı, vefa, merhamet, iyi niyet ya da nefret, öfke, riya, kıskançlık, yalan ve iftira… Misliyle de geri verir. Kalbine dokunan insanlarla tanışırsın. Kalbinin kırıldığı anlar yaşarsın. Bazı insanlara kalbini açarsın. Kimi insanı kalb ağrısı olarak taşırsın. Kalbini kazandığın insanlar vardır, vefalı birer dostun olur. Kimi insanın kalbi taşlaşmıştır. Kimininki ise kararmıştır. Kalbden kalbe yol buldukların ve yolu birlikte yürüdüklerin de vardır. Abdülkâdir Geylanî Hazretlerine atfedilen bir vecizede ifade edildiği gibi: “Her kalb, kendi içindeki çiçeğin kokusunu verir.”

Suyun kaldırma kuvveti olduğu gibi, kalbin de bir taşıma gücü vardır. Bir gün olur da taşıyamazsa, derinliklerine doğru yolcular. Belki yosun tutar, belki de umudu bir dalgıç oluverir. Bir inci gibi çıkarır suyun üstüne. Bazı güzel kalbler de yükünü paylaşır ve hafifleşir her şey, dinginleşir kalb, sahil-i selamete erer ruh.

Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) “Kul, bir günah işlediğinde kalbinde siyah bir nokta oluşur. Tevbe ettiği takdirde cilalanıp silinir. O günahı tekrar işlediği günaha devam ettiği zaman, o siyah nokta da gittikçe büyür, kalbi istila eder.”[1] hadisince yaşamaya gayret göstermeliyiz, çünkü kirli bir denizde nefes alıp hayata tutunmak çok zordur. Günahtan da günaha götüren yollardan da küçük balığın büyük balıktan kaçtığı gibi kaçmalıyız. Bizi yutmasına izin vermemeliyiz. Kalbimizin sahiline vuran dalgalar ya bize çer çöp getirir ya da inci mercan.

Dipnot

[1] Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, 83.