Ağustos 2023 Genel Kültür Züleyha Koç

Acaba Hangi Kategorideyiz?

Dünyayı nasıl idrak edebiliyoruz? “Patates” denilince, kızarmış patatesten restorana, bıçaktan çiftçiliğe kadar birbirinden farklı yüzlerce kavram, zihnimizde nasıl beliriyor? Bir filmin posterine, açıklamasına ve aldığı beğenilere bakarak sevip sevmeyeceğimizi nasıl tahmin edebiliyoruz?

Şemalar

Hikmetli yaratılış gereğince kalbimiz, aklımız, zihnimiz ve hafızamız; doğduğumuz andan itibaren tecrübe ve hislerimizi kategorize eder. Yaşadığımız her an, gördüğümüz ve duyduğumuz her şey, öğrendiğimiz her bilgi, sonradan kullanmak maksadıyla, zihnimizin onu bağdaştırdığı bir şemaya eklenir. Uçak şeması yolculuk, taşıt, pasaport, kemer, bilet gibi birçok farklı madde içerirken, ördek veya hastane gibi kavramlar bu şemaya ait değildir ve uçakta olmayacaklarını biliriz. Davranış şemaları da bu yolla şekillenerek yapılması gereken hareketleri zihnimizde bir haritaya çevirir. Derse geldiğimizde yerimize oturmak, öğretmeni dinlemek, ses çıkarmamaya çalışmak gibi rutin fiiller, ders şemasına yerleşir ve düşünmeden yaptığımız davranışlar olurlar.

Ömrümüz boyunca büyüyen ve gelişen bu şemaları kullanmakta zamanla öyle maharet kazanırız ki bazı sonuçlara ulaşmak otomatikleşir.[1] Eğer biyografi kitapları okumuş ve onlardan hoşlanmamışsak bu türde bir kitap gördüğümüzde, bunu öncekilerle aynı kategoriye koyar ve sevmeyeceğimizi tahmin ederiz. Yüzlerce kitap arasından ilgi duyacağınız bir kitabı seçme süreci böylece hızlanmış olur.

Şemalar, gözlerimizin de ana destekçilerindendir. Beynimiz; retinalarımıza iki boyutlu olarak ulaşan görüntülerin ardından, objelerin gölgelerini ve diğer eşyaları, büyüklüklerine göre derinlik ve hacimlerini tahmin ederek üç boyutlu olarak algılamamıza hizmet eder. Aslında algılarımız, hayat ve şuur sahibi ruhumuzda, her şeye mânâ verme kabiliyetinde yaratılan kalbimizde gerçekleşir. Göz bir pencere, beyin bir arayüzdür. Gören ruhtur.

Algılama sürecinde zihnimiz ve aklımız, yeni bir nesne veya hadiseyi, daha önceki şemalarla karşılaştırır. İllüzyonların işe yaramasının bir sebebi de budur. Aklımız, gözlemlere göre olması gerekeni tahmin ederken illüzyonlar bunun zıddını yaparak şaşırtır.

Hafızamızda insanlara özel şemalar bulunmaktadır. Yine tecrübelerimize göre, karşılaştığımız insanların özelliklerini kullanarak oluşturulan bu şemalar, tanıştığımız her insanı anında bir kategoriye koyacak kadar hızlı ve kapsamlı çalışırlar. Akşam saatlerinde karanlık bir ara sokakta koyu, farklı giyimli kişiler görürsek kaçınılması gereken insanlar şemamız anında harekete geçer ve bizi başka bir sokağa yönlendirir.

“Yukarıdan aşağı” adı verilen bir süreçle, önce konunun bütününe, ardından parçalarına odaklanan bir işlem ile insanları kategorilere ayıran dimağımız, tanıştığımız insanları ilk izlenimimiz üzerine bir şemaya yerleştirir. Buna göre onlara karşı tepki ve davranışlarımız şekillenir. Ardından yeni bilgiler edindikçe şemaları gelişir, büyür ve özelleşir. Bu şemalar belki ilk izlenimimize benzer, belki de çok daha farklı bir hâl alırlar.

İlk defa karşılaştığımız kişilerle iletişim kurmamızı kolaylaştıran şemalar, ön yargılara da sebep olabilir. Genellemeler, çoğunluk adına doğru olabilir, fakat bu herkes için geçerli olduğu anlamına gelmez. Genellemeler yaparak insanlarla ilgili fikirlerimizi şekillendirmek, resmin bütününe bakıp parçalarını görmezden gelmek gibidir. İzlenimlerimizi değiştirmeden etrafımızdakileri yargılamakta ısrar etmek, bir nevi “yakın körlüğü”dür. “İnsan, bazen bakış açısını ayarlayamadığından, bazen bir kısım şartlanmışlık ve önyargılarından, yanı başındaki paha biçilmez değerleri görüp takdir edemeyebilir. Hatta takdir etmek bir yana, o değerlere karşı acımasız ve insafsız bir hasım kesilebilir. Siz isterseniz bunu ‘yakın körlüğü’ olarak isimlendirebilirsiniz.”[2] Her şeyden öte, tefekkür maksadıyla görünenin ardındaki düşünmek ve ön yargılardan arınmaya çalışmak, bizim görevimiz değil midir?

Şemalar kullanma kabiliyeti, bizlere hem karşılaşabileceğimiz zor durumlarda yardımcı olacak bir anahtar hem de günlük hayatımızda kolaylıklar sunan bir kısa yol olarak bahşedilmiştir. Alîm Rabbimiz bize bu vesilelerde talimde bulunur. Düşüncelerimiz, niyet ve nazarlarımıza göre şekil alır. Bu açıdan hangi düşünce şemalarımızın neler üzerine kurulduğunu fark etmemiz de müspet kararlar almak için önemli bir adım olabilir.

[1] David E. Rumelhart, “Schemata: The Building Blocks of Cognition”, Theoretical Issues in Reading Comprehension (Theoretical Issues in Reading Comprehension ed.), Hillsdale, NJ: Erlbaum, 1980, s. 33–58.

[2] M. Fethullah Gülen, Yolun Kaderi (Kırık Testi-15), İstanbul: Nil Yayınları, 2016, s. 166.