Bilmezdim dert neydi,
Yaşardım tasasız,
Karanlıktan habersiz
Pencerede hep ilkbahar
Kıştan ırak, sıcağın kollarında
Yağmurun ardından eksik olmazdı güneş
Beyazdı her yer, griler gelene kadar
Rüzgâr çekti kollarına, sürükledi uzak diyarlara
Kuş misaliydi, kıştan yaza niyet
Belki de kışa baharı getirmekti hedef
Okyanusta minik yelkenli
Kimi zaman gömüldü suyun derinliklerine
Savruldu kuzeye, güneye
Kırıldı, koptu, ama gün sonu ayaktaydı
Siyah beyaz dünyaydı vaveylaların sezildiği,
Adaletin unutulduğu
Hatalıydı dilsizi oynayan, gözlerini yuman
Doğru olmuştu yanlış
Yanlış olmuştu makul olan
Kalbe çekilmiş perde
Kulaklar tıkanmış gerçekliğe
Hayat dönmüş uçsuz bucaksız çöllere
Kaçış yolu aranmış ışıksızlığa
Oysa ki göz görmek istese ışık parlar her yerde
O’ndan başka yok liman, vecd ile el pençe divan!