Küllî kaideler, hayatın farklı alanlarında gerçekleşen çalışmalar, ilişkiler ve hizmetlerde rehberlik yapar, önemli kararlar alırken bize yol gösterir.
Kur’ân’a ve Sünnet’e dayanan küllî kaideler, her zaman ve her yerde geçerli olup vicdana hitap eder. Her bakımdan bir hazine olan ve Cenab-ı Allah’ın Hakîm ismine mazhariyetle bize İslâm’a has bir düşünce sistematiği ve ilim perspektifi kazandıran ve düşünce, iman ve aksiyon dünyamızı, zihin ve kalbimizi bütünüyle İslâm’a göre inşa eden Risale-i Nur, baştan sona bu tür düsturlar veya ölçüler mecmuasıdır.
Ali Ünal tarafından hazırlanan bu eser, Risale-i Nur Külliyatı’ndaki iman, ibadet, amel, ahlâk ve hayat gibi kavramlarla alakalı prensipleri ve Kelâm, Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Tasavvuf gibi İslâmî ilimler ve belagatle ilgili küllî kaideleri ve pırlanta ölçüleri izah eden bir çalışmadır.
Kitaptan bir iktibas:
“Nûr-u akıl, kalbden gelir.”[1]
“Gözün karası gece, fakat ışıklı gece, beyazı ise gündüz, fakat karanlık gündüz gibidir. Çünkü gözün karası olmazsa beyazı ile görülmez. İnsanda dimağ, gözün beyazına ve karanlık gündüze, kalb ise gözün karasına veya göz bebeğine ve ışıklı geceye benzetilebilir. Gündüz ve gece birlikte bir günü tamamlar; göz ile görebilmek için de gözün akının yan ısıra karası da bulunmalıdır. Yoksa görmek mümkün değildir; gündüz, kapkaranlık gece olur. Bunun gibi, kalbin ışığı, yani iman olmazsa, sadece dimağın ürünü olan fikir hiçbir zaman aydınlatıcı olamaz.”
Ali Ünal, Risale-i Nur’da Küllî Kaideler: İslamî Düşünce, İnanç, Hayat, Aksiyon ve İlimler Adına Pırlanta Ölçüler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2012.
[1] Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2010, s. 768.