Yazar: Ayşe Nur
Bu uçsuz bucaksız dünyada, sorumluluk duygusuyla dertlenen genç ruhlar yetişiyor. Onlar, her adımlarında hem kendi istikametlerini korumaya çalışan hem de Fethullah Gülen Hocaefendi’nin ve onun yetiştirdiği talebelerinin yaptığı gibi geleceğe ışık olma arzusuyla yanıp tutuşan bir neslin filizleri. Bu gençler, tıpkı onlar gibi bütün insanlığın huzur ve saadetini hedefleyen büyük bir davanın taşıyıcıları olmaya hazırlanıyorlar.
Gençler, geçmişe baktıklarında kuvvetli bir iman ve hizmet aşkıyla yeşertilerek yıllar içinde can bulmuş bir bahçe görüyorlar. O dönemin sîmâsı nurlu gençleri tarafından, yalnızca Allah’ın rızasını kazanma gayesiyle toprağa bırakılmış olan her bir tohum, bugün rengârenk çiçekler açmış durumda.
İlim, ihlas, fedakârlık ve tecrübeyle ekilen o tohumlar, bugünlere ışık tutmaya devam ediyor.
Bu, kuşkusuz insanlığın geçmişinden izler taşıyan ve geleceğine ışık tutabilecek bir bahçedir.
O nurun sönmemesi de şimdiki neslin gayretine bağlıdır. Bu tohumlar, eğer hikmetle işlenip salih bir anlayışla beslenirse, gelecek çok daha aydınlık ve umut dolu olacaktır.
Tohumları Tekrar Filizlendirmek
Zaman, su misali akıp gidiyor; dünyada her an, her şey değişiyor. Ancak hakikate adanmış hizmet ruhu, metotları zamana göre şekil alsa da özünden asla taviz vermiyor. Günümüz dünyasında yarınlar için ekilen tohumlar, büyük ölçüde artık dijital dünyada da kök salıyor. Gündelik yaşantımız çoğunlukla dijital dünyaya bağlanmış durumda. Elimizin altında bulunan cihazlala insanlara ulaşmak her zamankinden daha kolay hâle geldi. Özellikle gençler, dijital dünyanın sunduğu fırsatların ve imkânların farkındalar. Ve dijital dünyada dahi tohum atmayı ve manen bu tohumu filizlendirmeyi düşünüyorlar. Fakat bu dünya, avantajları yanında dezavantajlara da sahip. Dijital dünyanın yolları risklidir; bazen insanı bir bataklığa sürükleyebilir bazen de çiçeklerle donanmış yollara alıp götürrebilir. Dolayısıyla sunulan imkânların farkında olmak kadar karşılaşılabilecek tehlikelerin de bilincinde olmak gerekir.
Bir İmtihanın Gölgesinde
Dijital çağ, gençlik için bir imtihandır. Kontrolsüz saatler ve zararlı içerikler nefsi zorlayabilir. Bunun yanında hedefinden şaşmayan gençler, dijitalizmin negatif yönlerinden belki de en az etkilenir. Günümüz gençlerinin kendilerini geliştirip en iyi hâlleriyle var olma arzuları yalnızca kendilerine değil, topluma katkı sağlama isteğiyle de şekillenir. Çünkü “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” (1)
Bu yoldaki zorluklar karşısında isyan veya pes etmek yerine mücadele edilmelidir. Bu durumda sabır, en önemli dayanaklardan biridir. Bediüzzaman Said Nursî, 23. Mektup’un dördüncü sualine verdiği cevabın bir bölümünde sabrı ne güzel anlatır: “Cenâb-ı Hak, Hakîm ismi muktezası olarak, vücud-u eşyada, bir merdivenin basamakları gibi bir tertip vazetmiş. Sabırsız adam, teennî ile hareket etmediği için, basamakları ya atlar düşer veya noksan bırakır, maksut damına çıkamaz. Onun için hırs mahrumiyete sebeptir; sabır ise müşkülatın anahtarıdır…” (2)
Mücadele etmemenin temelinde bazen aşırı güven veya yetersiz tevekkül yatar. Oysa tevekkül, pasif bir bekleyiş değil, çaba ve duanın ardından gelen güven ve teslimiyettir. Zira “Kim Allah’a tevekkül ederse O, ona yeter.” (3) İmanlı genç, Rabb’inin rızasını kazanma amacıyla girdiği her yolda karşılaştığı zorlukları O’nun tarafından gönderilen bir imtihan olarak görmeli ve isyandan kaçınmalıdır. Hizmet insanı, ahlak ve adalet duygularıyla, Allah’ın rızasını kazanma gayesiyle karşılık beklemeden çalışır; her işini gösterişten uzak yapar. Bu durumda, medya organlarında projeler oluşturulurken dikkat edilecek en önemli hususlardan biri de doğruluktur. Sırf dikkatleri çekme, okuyucu veya izleyici sayısını artırma adına ahlak dışı paylaşımlardan tamamen kaçınılmalıdır. (4)
Dijital Dünyanın Hayra Açılan Kapıları
Fethullah Gülen Hocaefendi, gençleri her zaman toplumun geleceğini şekillendirecek nesiller olarak görmüştür. Yaşadığı her yerde, talebelerinin eğitimleriyle bizzat kendisi titizlikle ilgilenmiştir. Onun talebelerle meşgul olmasında tek maksadı vardı: Nesle sahip çıkmak. Onların yalnızca akademik başarı elde etmelerini değil, aynı zamanda ahlâki ve manevi
değerlerle donanmalarını, bireysel ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirerek geleceği daha iyi bir noktaya taşıma çabasında olmalarını tavsiye etmiştir. (5) Bu yönde gerçekleştirilen projeler, gençlerin potansiyellerini ortaya koymalarına ve topluma katkı sağlamalarına imkân sunmalı ve insanlara hizmet etmeyi amaçlamalıdır. Bu hedef doğrultusunda geliştirilen projelerden biri, tecrübeli gazetecilerin, gazete gibi yayın organlarını sosyal medyaya taşıma ve işleri gençlere devretme kararıyla hayata geçirilmesidir. Bu girişim, sorumluluk ve aidiyet duygusuyla çalışan gençlerin kaliteli bir iş çıkarmasıyla beraber, onların medya dünyasına kazandırılması ve tecrübeli gazetecilerin görevlerini devralmaları amacıyla kurulmuştur.
Günümüz gençlerine en çok hitap eden mecralardan biri de sosyal medyadır. Gençler, bu platformda kurdukları hesaplarda güzel ahlak, hoşgörü ve ilim ekseninde içerikler üretmektedir. Böylelikle uygun bir üslup ve mizah anlayışıyla paylaşımlar yaparak farklı ülkelerden, farklı hedefleri ve hayalleri olan insanlara ulaşılmaktadır.
Sosyal medyanın avantajlarından biri de yapay zekanın desteğiyle, âyetlere, hadislere ve kitaplara kolaylıkla ulaşımın sağlanmasıdır. Böylece yurt dışında yaşayan ve yabancı dil bilen gençler, bu değerli bilgileri en uygun şekilde farklı dillere çevirerek meraklarını gidermektedir. Şahit olunduğu üzere insanlığa faydalı olma gayesiyle yola çıkan ve tutkularının peşinden koşan gençler, her imkânı değerlendirmeye çalışıyor. Araştırmacı ruha sahip, genç kalan zihinlerin ve gönüllerin severek okuduğu “Genç Çağlayan” da bu yolculuğun bir parçası. Elindeki kalem, kâğıt ve yüreğinde kabarttığı coşkuyla yazan gençlerin amacı, sadece kelimeleri bir araya getirmek değil; bir düşünceyi inşa etmek, bir duyguyu aktarmak ve bir ideale ışık tutmaktır.
Filizlenen Umutlar
Sonuç olarak, ilim ve irfan adına atılan taze tohumlar bu dijital mecralar üzerinden ekilmektedir. Bu süreci başarıyla yöneten gençler, geleceğin müjdeleyicileridir. Çünkü onlar, yıllardır büyük bir emek ve sevgiyle sulanan, zorluklara rağmen çiçekler açan bahçenin solmayacağını gösterirler. Böylelikle tohumlar, her geçen yıl filizlenerek nesilden nesile aktarılır. Birbirine kenetlenen ve bu sevdayı hiçbir şartta terk etmeyecek gençlerin yetişmesi, bütün dünyaya umut aşılar. Nefretle değil sevgiyle, zorlamayla değil teşvik ve anlayışla yeşeren bir bahçe ise geleceğe sağlam kökler salar.
Hocaefendi’nin şu sözleri, konuya en güzel noktayı koyacak niteliktedir: “Doğru ve yerinde kullanılırsa internet büyük bir nimettir. Çok hızlı bir şekilde İslamî ilimlere ulaşma, hızlı iletişim sağlama, anında dünyadan haberdar olma açısından bir melek gibi vazife görür. Zamanı kısaltır, mekânı yaklaştırır ve insana az zamanda çok iş yaptırır. Ancak sisi, dumanı, kiri de çoktur. Öyleyse onu dikkatli kullanmak gerekir”. (6)
Dipnot:
1. Buhâri, Mağâzî, 35.
2. Bediüzzaman Said Nursi, Mektubat, İstanbul: Şahdamar Yayınları, 2007, s. 318.
3. Talak suresi 65/3.
4. https://fgulen.com/tr/eserleri/kirik-testi/medya-etigine-dair-bazi-mulahazalar-2
5. Alptekin M., Gurbetteki Öğretmen, İstanbul: Muştu Yayınları, 2008, s. 66.
6. Gülen, M.F., Kur’ân’ın Sihirli Ufku, Yusuf Sûresi, Süreyya Yayınları, 2024, s. 137.