Edebiyat Nisan 2022 Rana Özçelik

Kelimelerin Gizemi

Kullandığımız kelimelerin çevremizdeki insanları nasıl etkilediğini hiç düşündünüz mü? Kullandığımız bir kelime bazen muhatabımızı gülümsetir, bazen de yüzünün ekşimesine sebep olur. Jack London, “Ne söylediğinizi biraz da nasıl söylediğiniz belirler.” demiştir. Yüksek sesle, bağırarak veya kısık sesle söylenen veya olması gereken tonda söylenen kelimelerin, cümlelerin de insanlar üzerindeki tesirleri farklıdır. Genel itibarı ile insanın duygu ve düşüncelerini ifade ederken yaptığı tercihlere “üslup” olarak isimlendirilir. Kullanılan üslup, günlük hayatımızda, birlikte vakit geçirdiğimiz insanlarla aramızdaki ilişkinin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için önemli unsurlardan biridir.

Ziya Paşa “Üslûb-u beyan, aynıyla insandır.” demiştir. Kişinin üslûbu karakterinin yansımasıdır. İnsanın sahip olduğu en güçlü araçlardan birisi sarf ettiği sözlerdir. Ancak bu güç orantısız biçimde kullanıldığı takdirde, çevremizdeki insanları olumsuz yönde etkileyebilir.

Herkes hayatı boyunca birçok kez başka insanların söylediklerinden olumlu veya olumsuz etkilenmiştir. Fikirlerimizi ifade ediş tarzımız, insanların olumlu şeylere yönelmesine vesile olabilir veya onları mutlu edebilir. Muhataplarımızı iyi tanımalı ve ona göre bir üslup takınmalı ve alacağımız tepkileri göz önünde bulundurarak iletişime geçmeliyiz, aksi takdirde kullandığınız kelimeler, insanların üzülmesine veya öfkelenmesine sebep olabilir.

Muhatabımız kim olursa olsun gönlünü kazanabilmek, istediğimiz mesajı etkili bir şekilde verebilmek için, kullanılan kelimelere ve ses tonuna dikkat edilmeli, konuşma usul ve üslûbu yerinde olmalıdır. Kur’ân sözlü iletişimde, yumuşak bir üslup kullanılması gerektiğini birçok yerde vurgulamıştır. Allah (celle celâluhû) Kur’ân’da “…insanlara güzel sözler söyleyin” (Bakara, 2/83) âyeti ile insanları kavl-i leyyine (yumuşak söz) davet etmiştir.

Cenâb-ı Hak, Hazreti Musa’ya (aleyhisselâm), Firavunla konuşurken kullanacağı üslûba dikkat çekerek şöyle buyurmuştur. “Ona tatlı, yumuşak bir tarzda hitab edin. Olur ki aklını başına alır yahut hiç değilse biraz çekinir.” (Tâhâ, 20/44).

Bir başka âyette de “Onların Allah’tan başka yalvardıkları tanrılarına hakaret etmeyin ki onlar da cahillik ederek hadlerini aşıp Allah’a hakaret etmesinler.” (En’am, 6/108) buyurulmuştur.

Psikoloji alanında yapılan çeşitli araştırmalar; kaba, çirkin ve sert sözlerle kurulan iletişimlerin sürdürülebilir olmadığını ve arzu edilen mesajın verilemediğini ispat etmiştir. Ayrıca bu araştırmalar, kelimelerin bizi yalnızca psikolojik seviyede etkilemediğini, aynı zamanda fiziksel olarak da hayatımıza önemli ölçüde tesir ettiğini göstermektedir. Araştırmacı Maria Richter, beynimizin olumsuz kelimelere nasıl tepki verdiğini gözlemlemiş, insanlara sarf edilen olumsuz sözlerin, stres ve kaygı uyandıran hormonların salgılanmasına sebep olduğunu görmüştür.[1]

Nâm-ı celîl-i ilâhiyi mefkûre edinmiş gönül erleri için üslup çok daha özel bir öneme sahiptir. Heybelerinde insanlığın kurtuluş iksirini taşıyan Hizmet erleri, bu iksirin gücünü özellikle üsluplarında göstererek her canlıya şefkatle muamelede bulunmalıdır. Aslında üslup, ruh inceliğinin aynasıdır. Kaba ve hoyrat davranışlar karşısında bile peygamber ahlâkı olan yumuşaklığı elden bırakmamak, yine mefkûre insanlarının en önemli özelliklerindendir.

Dipnot

[1] Ordens betydelse för vårt mående, www.likaolikametoden.se/ordens-makt-over-vart-maende-3/