11 Nisan 2019’da İsrail tarafından Ay’a gönderilen “Beresheet” adlı uzay aracının yolcuları tardigradlardı.[1]
“Yavaş yürüyen” mânâsına gelen tardigrad; 1773 yılında Alman zoolog J. E. Goeze tarafından keşfedildi. Ayıya benzetilen ve ortalama 1 mm uzunluğundaki bu hayvancık Türkçeye “su ayısı” olarak geçti.
600 milyon yıldır var oldukları düşünülen su ayılarının, canlıların yaşaması çok zor olan ortamlarda hayatlarını sürdürebildikleri bilinmektedir. Ay şartlarında onları incelemek isteyen bilim insanları, bu minik canlıları uzaya yolcu etti, fakat Ay’a iniş yapması planlanan araçla irtibat kesildi, mekik düştü ve paramparça oldu.[2]
Su Ayıları
Silindirik bir gövdeye, bağımsız hareket edebilen bir kafaya ve gözlere sahiptir. Bu ayıcıkların beyni ve sindirim sistemi vardır, ancak kalb ve akciğerleri yoktur. Çok yavaş sürünerek hareket eden tardigradların, pençeye benzeyen elleri ve sekiz bacağı bulunur.
Bu minikler, tabiattaki en dayanıklı canlılar olarak bilinir. 600’den fazla türü tespit edilen bu minik canlıların bazı türlerinin ağızlarında, iğne biçimli hortumlar vardır. Genellikle yosun ve likenlerde yaşayan bu böcekler, uzay dâhil her türlü ortamda hayatta kalabilmektedir.
Kuru ortamlarda büzülerek dokularındaki suyun buharlaşmasını sağlayan minik ayılar, bu şekilde oksijen tüketimini hemen hemen durdurur. Kurumuş tardigradlar, rüzgârla başka yerlere taşınır ve gittikleri yeni bölgelerde ıslak yosunlar ya da nemli yerler gibi elverişli ortam bulunca tekrar hayata dönebilir. Bu canlı üzerinde çeşitli araştırmalara katılanlardan Kristianstad Üniversitesi’nden I. Jönsson, şöyle diyor: “Bu hayvancıkların, uzay boşluğunun şartlarına mârûz kalmalarına rağmen hayatlarını sürdürmeyi başarmaları bir gizem.”
Minik Bedende Harikulade Yaratılış
Bu böcekler laboratuvar deneylerinde -272 santigratta helyum (He) içine atılmış, yine de hayatta kalmışlardır. Hatta eter ve alkol gibi bazı kimyasal maddeler içine konarak haftalarca kaynatılmış olan su ayıları, normal ısıya döndürülüp su verildiğinde tekrar yaşamaya devam etmişlerdir. Başka bir deneyde de 120 santigrat derece sıcaklıkta ve 1000 atm basınçta canlı kaldığı gözlemlenmiştir. En yüksek dağ olan Everest’in tepesinde de denizlerin en derin noktası olan Mariana Çukuru’nda da yaşayabilmektedirler.
Uluslararası Uzay İstasyonuna gönderilen ve 12 gün boyunca yüksek basınç, sıcaklık ve radyasyona maruz bırakılan 3000 su ayısının %68’i canlı olarak dünyaya dönmüş ve hayatlarına devam etmiştir. Hatta 30 yıl Antarktika’da buzulların içinde kalan bu süper miniklerin, normal şartlara getirilince hayata geri döndükleri gözlemlenmiştir.
Ayıcıklardan İlhamlar[3]
Bu sevimli canlılar hayatımızı kolaylaştıran bazı bilimsel buluşlara ilham olmuşlardır. Mesela, soğutma ihtiyacını büyük ölçüde azaltan birkaç ürüne ilham vermişlerdir.
Conservation Magazine’de yayımlanan bir habere göre, Biomatrica şirketi, tardigradların dehidrasyon mekanizmasını kullanarak doku, DNA ve hücre gibi biyolojik örnekleri saklamanın yollarını geliştirmiştir. Bu yeni teknoloji hem daha ucuzdur hem de bilim insanlarının değerli araştırmalarının elektrik kesintileri sebebiyle kaybolmamasını sağlamaktadır.
Su ayısının hayatta kalma stratejilerini taklit eden Stabiltech adındaki şirket ise “soğuk zincir”i sürdürme ihtiyacı sorununu çözerek aşıları ve ilaçları stabilize etmeye odaklanmaktadır. Yani bu malzemeler üretimden teslimata kadar buzdolabında tutulmak yerine kuru olarak depolanabilecektir. Aşılar, elektrik sıkıntısı olan bazı bölgelere teslim edilebilir ve kullanılabilir durumda olacaktır.
Tardigradlardan ilham alan başka bir buluş[4] ise güneş pilleri ve LED ışıklarının verimliliğini artırabilecek yeni bir cam türüdür. Bu mikroskobik canlılar, vücutlarındaki bütün suyu dışarı atarak askıya alınmış “tun” durumuna geçtiğinde, yalnızca onlarda bulunan özel proteinler hücrelerinin içindeki sıvıyı cam benzeri bir maddeye dönüştürür. Bu özellikleri, araştırmacıları camdan çok kristallere benzeyen moleküler yapıya sahip bir cam malzeme geliştirmeye sevk etmiştir. Araştırmacılar yaptığı açıklamada, bu moleküllerin ışığı yakalama ve yönlendirmede camı daha verimli hâle getirebileceğini ve bunun da fiber optik kablolar, LED’ler ve güneş pilleri gibi malzeme ve cihazların performansını artıracağını açıklamıştır.
Başarısız Ay yolculuğuna geri dönecek olursak: 11 gün sonra iniş yapması planlanan uzay aracı, Ay kraterine çarpınca su ayıları da Ay yüzeyine dağıldı. O gün bugündür binlerce sevimli yolcudan haber yok.
Ayıcıkları kurtarmaya gidemesek bile, geceleri Ay’a baktığımızda onları ve bu harikulade özellikleri onlara vereni hatırlayıp bir teşekkür etmemiz güzel olmaz mı?
Dipnotlar
[1] Daniel Oberhaus, “A Crashed Israeli Lunar Lander Spilled Tardigrades on the Moon”, wired.com/story/a-crashed-israeli-lunar-lander-spilled-tardigrades-on-the-moon
[2] “Su ayısı: Dünyanın en dayanıklı canlısı”, bbc.com/turkce/haberler-43287635
[3] “Inspired by the Water Bear”, biomimicry.org/inspired-by-the-water-bear
[4] Mindy Weisberger, “8 Reasons Why We Love Tardigrades”, livescience.com/61974-why-tardigrades-are-awesome.html