Yazar: Numan Erciyes
Tabiat, her bir detayıyla hayranlık uyandıran bir sanat eseridir.Her yaprakta, her canlıda, her sistemde akıl almaz bir düzen, ölçü ve incelik gizlidir. Bu düzenin temel taşlarından biri olan bitkiler, sadece oksijen üretmek ve besin zincirini sürdürmekle kalmaz, aynı zamanda muhteşem yaratılışa da ayinedarlık yapar. Bitkilerin üreme, yayılma ve hayatlarını sürdürebilme şekilleri incelendiğinde; sanatlarında kusursuz bir mühendislik, fiilerinde derin bir hikmet ve arkalarında sonsuz bir kudret olduğu açıkça görülür.
Tozlaşmada Harika Bir Mekanizma
Catasetum orkideleri bu muhteşem düzenin dikkat çekici örneklerinden sadece birisidir. Erkek Catasetum çiçekleri, kendilerine yaklaşan arılara bir anda sarı polen kesesini fırlatarak onları adeta “nişanlar”. Bu olay bir rastlantı gibi gözükse de, gerçekte olağanüstü bir mühendislik ürünüdür. Arı bu polen kesesini farkında olmadan taşır ve dişi çiçeğe konduğunda tozlaşma gerçekleşir.
Ne arı bu görevi bilerek yapar, ne de çiçekte bu planı gerçekleştiren bir bilinç vardır. Tüm bu uyum, doğrudan harika varoluşa işaret eder.
Tıpkı Yüce Beyanda bahsedildiği gibi tohumlar emin ellere teslim edilir:
“Yeryüzünde yürüyen hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. O, onların duracakları yeri de, emanet edilecekleri yeri de bilir.”(Hud, 6)
Catasetum orkidelerindeki bu özel sistem, sadece bir bitkiyle sınırlı değildir. Tabiattaki birçok bitki, benzer şekilde hayranlık uyandıran özelliklerle donatılmıştır. Özellikle tohumların yayılması sürecinde karşımıza çıkan uçma ve yürüme yetenekleri, yaratılışın ne kadar geniş çaplı ve detaylı olduğunu ortaya koyar.
Yürüyen ve Uçan Tohumlar
Bitkiler sabit canlılar olarak bilinir. Kökleriyle toprağa bağlıdırlar, yer değiştiremezler. Ancak buna rağmen, nesillerini sürdürebilmek için çok uzaklara “seyahat edebilirler”. Bu da tohumların hareket kabiliyeti sayesinde mümkün olur. Tabiattaki bazı bitkilerin tohumları yürüyebilir, bazıları ise uçarak çok uzaklara gidebilir. Bu olağanüstü özellikler, hayatın devamlılığı için çok önemlidir.
Örneğin, Yabani Yulaf bitkisi, tohumlarına adeta “yürüme kabiliyeti” verilmiş bir bitkidir. Bu tohumlar nem ve sıcaklık gibi çevresel etkenlerle tepki verir, kıvrılır ve toprağın üzerinde hareket eder. Bu sayede daha uygun bir yer bulup oraya yerleşerek filizlenir.
Java Salatalığı bitkisinin tohumları ise adeta bir mühendislik harikası gibi “kanatlara” sahiptir. Bu kanatlar sayesinde rüzgarın yardımıyla havada süzülerek uzak mesafelere taşınabilir.Böylece bitki, yoğun rekabetin olduğu bölgeden uzaklaşıp daha uygun şartlara sahip yeni bir alana göç edebilir.
Bir başka örnek olan Karahindiba, tohumlarının üst kısmında paraşüt benzeri bir yapı taşır. Bu yapı, tohumun havada çok yavaş bir şekilde süzülmesini ve rüzgarla birlikte uzaklara taşınmasını sağlar. Tohum yere düştüğünde artık yeni bir hayat başlamaya hazırdır.
Samara adı verilen meyve tohumları ise helikopter gibi dönerek yere iner. Akçaağaç gibi bazı ağaçların bu tarz meyveleri, düşerken havada dönerek süzülür. Bu tasarım hem meyvenin sert düşüp zarar görmesini önler, hem de tohumun daha geniş bir alana yayılmasına katkı sağlar.
Tüm bu örnekler gösteriyor ki, bitkilerdeki her bir detay; sadece yaşamak için değil, başka yaşamlara vesile olmak için de özel olarak tasarlanmıştır. Bu harikulade sistemler tabiat yasalarıyla açıklanamamaktadır.
Yaratılışta Hikmet ve Sanat
Bitkilerin yürüyen veya uçan tohumlara sahip olması, gelişmeleri için doğru yere ulaşmalarını sağlamakta ve türün devamlılığına katkıda bulunmaktadır. Bu sistemin rastgele oluşamayacağı, her ayrıntının bir plan ve maksat taşıdığı açıkça ortadadır. Rüzgarın yönü, tohumun şekli, zamanlaması… Hepsi birbirine bağlı zincirin halkaları gibi. Hayat zincirinde bitkilere büyük bir rol verilmiş, bu rolü en iyi şekilde icra edebilmeleri için onlara gerekli olan tüm özellikler eksiksiz bir şekilde ihsan edilmiştir.
Tabiatta tesadüfe yer yoktur. Bir tohumun kanatla donatılması, bir çiçeğin arıya polen fırlatacak bir sistemle yaratılması, bir tohumun süzülerek yere inecek şekilde tasarlanması…
Neticede; Catasetum orkideleri, yürüyen yulaf tohumları, uçan karahindibalar… Hepsi bu büyük sanatın yine sanatlı parçalarıdır. Ve her biri, ilahi bir mühendisliğin sessiz ama etkili hatırlatıcılarıdır.