Ashâb-ı Kirâm Eylül 2024 Furkan Tuğra Gürel

Önemli Hadiselerin Şahidi: Ebû Huzeyfe ibn Utbe

Ebû Huzeyfe Mihşem ibn Utbe ibn Rebîa (radıyallâhu anh), ilk Müslüman olan sahabilerdendir ve Kureyş kabilesine mensuptur. Künyesiyle tanındığı için adı kesin olarak bilinmemekle birlikte, kaynakların çoğunda Mihşem, bir kısmında da Hâşim ve Hüşeym şeklinde geçmektedir. Babası Utbe ibn Rebîa, müşriklerin ileri gelenlerindendi. 44. Müslüman olduğu rivayet edilen Ebû Huzeyfe, İslam’ın ilk yıllarında okuma yazma bilen 17 sahabiden biriydi.[1] Takriben 579 yılında Mekke’de doğmuş ve 632 yılında Yemâme Savaşları’nda 54 yaşlarında iken şehit olmuştur.[2]

Süheyl b. Amr’ın kızı Şehlâ binti Süheyl ile evlenmiştir. Önceleri Mekke’nin sayılı kimselerinden iken İslam’a girdikten sonra eski müreffeh hayatı kalmamış ve nübüvvetin beşinci yılına kadar hususen ailesinden cefalar görmüştür. Efendimizin gördüğü lüzum üzerine Habeşistan muhacirleri ile birlikte hicret etmiştir. O güne dek çocukları olmamış, hatta bu yüzden müşrikler tarafından, “Sen putların gazabına uğradın da bu yüzden evladın olmuyor!” ithamına maruz kalmıştır. Ama Cenab-ı Allah, Habeşistan’da Ebû Huzeyfe’ye bir erkek çocuk ihsan etmiştir. İsmini Muhammed koymuşlardır.[3]

Habeşistan’da olduğu günlerde oraya gelen ticaret erbabının, “Mekke’nin ileri gelenleri Müslüman oldu!” şeklindeki yanlış bilgilendirmesinden dolayı Mekke’ye döndüler. Buna İslam tarihinde “Garânîk” hadisesi denir.[4] Bu söylentilerin tamamen yalan olduğu anlaşılınca, Mekke’ye ancak, müşrik liderlerinden, Ümeyye ibn Halef’in himayesinde girebildiler. Mekke’ye geldiklerinde durumun öyle olmadığını görünce ikinci kez Habeşistan’a dönmek durumunda kaldılar. İkinci Akabe Biatı’ndan sonra müminlerin Medine’ye hicret ettiğini öğrenince Ebû Huzeyfe ve eşi de Habeşistan’dan Medine’ye hicret etti. Resûlullah Efendimiz onu Ensar’dan Abbad b. Bişr isimli zat ile kardeş kıldı.[5] Sâlim isimli bir çocuğu evlatlık aldılar. Sâlim hâfız-ı Kur’ân olduğu için içlerinde Hazreti Ömer’in (radıyallâhu anh) dahi bulunduğu muhacir cemaate imamlık eder, vakit namazlarını kıldırırdı.

Ebû Huzeyfe, babası Utbe’yi çok seviyor ve bir gün Müslüman olacağını ümit ediyordu. Onu Bedir Gazvesi’nde düşman saflarında görünce çok üzülmüştü. Hicretin ikinci senesinde vuku bulan Bedir Harbi’nde mübareze meydanına çıkan babası Utbe’ye karşı savaşmak istedi, fakat Efendimiz izin vermediler.[6]

Ebû Huzeyfe, İslam’ın ilk yıllarında gerçekleşen birçok önemli olaya şahit oldu. Bedir Savaşı’nda ve Uhud Savaşı’nda Resûlullah’ın yanında bulundu. Aynı zamanda Hudeybiye Antlaşması’na şahitlik etti. Müslümanlar arasındaki çeşitli anlaşmazlıkların çözümünde de rol aldı.

Efendimizin (sallallâhu aleyhi ve sellem) vefatından sonra da Hazreti Ebû Bekir’in (radıyallâhu anh) halifeliği döneminde hizmetlerine devam etmiştir. Ebû Huzeyfe’nin dürüstlüğü, güvenilirliği ve adaletiyle tanınması, onu Müslümanlar arasında saygın bir konuma getirmiştir. Ayrıca İslam’ın yayılması için pek çok farklı coğrafyada görev almış ve İslam topluluğunun birleşmesine katkıda bulunmuştur. Adaletle yönetim yaparak İslam’ın temel prensiplerini korumuş ve yaymıştır. Hazreti Ömer’n halifelik döneminde de hizmetine devam etmiştir. 54 yaşlarında iken Yemâme Savaşı’nda evlatlığı Sâlim ile birlikte şehit olmuştur.[7]

Dipnotlar 

[1] islamansiklopedisi.org.tr/ebu-huzeyfe

[2] İbn Sa’d, Tabakat, c. 3, s. 92.

[3] www.gulzarihacegandergisi.com/component/k2/ebu-huzeyfe-ra.html

[4] islamansiklopedisi.org.tr/garanik

[5] Üsdü’l-Gabe, 5:70.

[6] İbn Sa’d, c. 3, s. 92.

[7] Tabakât, c. 3, s .85