Yedi kattan ve 118 daireden oluşan elementler apartmanına “periyodik tablo” denir. Tablo; benzer özellikteki elementlerin gruplandığı, yedi periyottan meydana gelir. Kâinattaki her şey gibi elementler de rastgele değil, hikmetle yaratılmıştır. Periyodik tablo, elementlerin ve özelliklerinin bir düzen içinde var edilmiş olduğunun bir göstergesidir.
Günümüzde bilinen, 92’si tabiatta fıtrî olarak bulunan elementler, yani atomlar, atom numarasına (proton sayısı) göre 1 protonlu hidrojenle (H) başlayıp 118’e kadar, arada hiçbir atlama olmadan tabloda yerini almıştır.
Dimitri Mendeleyev (1834–1907) hazırladığı tabloya, o zaman bilinen elementleri yerleştirmiş, bazı yerleri ise boş bırakmıştır. Mesela, 1869 yılında galyum elementi henüz bilinmiyordu fakat Mendeleyev, alüminyumun özelliklerine dayanarak bu elementin erime ve kaynama noktalarını, yoğunluğunu, atom ağırlığını önceden söylemiş ve bilinmeyen galyum elementine “eka alüminyum” (alüminyumdan sonra gelen) adını vermiştir.
Mendeleyev, hiçbir elementi keşfetmemiş olmasına rağmen periyodik tablo üzerindeki çalışmalarla, elementlerin hususiyetlerindeki düzeni keşfederek ünlü olmuştur. “Periyodik tabloda boş bıraktığım yerler bir gün mutlaka dolacak, bu elementler bulunacaktır.” demiştir.
Çok kısa bir zaman diliminde, Mendeleyev’in tahmin ettiği elementler bulununca bir anda çok popüler olmuş, atom numarası 101 olan elemente “Mendelevyum” (Md) adı verilmiştir. Mendeleyev evrendeki eşsiz ahengin bir yönünü ortaya çıkarmış, hazırlamış olduğu tablo, bilim insanlarına bir hedef göstermiştir.
Muhteşem bir düzen içinde yaratılan kâinatın temel yapı maddesi olan atomların rastgele özelliklerinin olması beklenemezdi zaten.