Lisan, hâl dili ve kâl (konuşma) dili olmak üzere ikiye ayrılır. Beden dili, sözlü olmayan hâl diliyle alakalıdır.
Çiftçinin tarlasını kazması, sürmesi veya bir talebenin imtihana çalışması, hasta kimsenin doktora gitmesi, maksadına ulaşması için gösterdiği gayret, hâl lisanıyla yapılan fiilî birer duadır. Çiftçinin ekin için, öğrencinin dersini anlayabilmesi için, hastanın şifa için kelimelerle yaptığı dua ise, kâl dili ile yapılan birer duadır.
Hiç limon yememiş ve limon hakkında çok şey bilen bir bilim insanını hayâl edelim. Limonun tadını tarif etmesini istesek belki onlarca cümle kurabilir. Ancak bir parça limonu ağzına atıp tadına baktığında, vücut dili ile bize ne demek istediğini kolayca anlatabilir.
Hâl ve kâl lisanı çoğu zaman birbirini tamamlar. Bazen kâl dili, bazen hâl dili bir adım öne geçebilir. Kültürleri ve beden dilleri farklı ülkelere gittiğimizde buna şahit oluruz. Bu durumda hâl dili, kâl dilinin neredeyse hep önündedir ve çok önemlidir. Bir baş sallama veya parmak şıklatma ile işinizi görecek kadar kolay ve önemli… Ama doğru durum ve zamanda kullanmak kaydı ile.
“Kâl diliyle yalan söylenilse de beden dili yalan söyleyemez.” kuralı çok genel geçer, fıtrî bir kanundur. Muhatapların üzerinde olumlu bir etki bırakmak, hedefimize ulaşmak, tesirli bir iletişim kurmak, sosyal ortamlara çabuk uyum sağlamak, başkalarının gerçekte ne söylemek istediğini anlamak… Bunların her birinde hâl dili önemli bir rol oynar. Bu dil yeteneği; doğumla beraber ihtiyaç olduğunda kullanmak, gerektiğinde öğrenerek geliştirmek üzere mahiyetimize derç edilmiş ve her birimize hediye edilmiştir.
Yaşadığımız coğrafyada ve farklı kültürlerde, günlük hayattaki el, kol, yüz ve baş hareketleri gibi sözlü olmayan mesajlar, diğer insanlarla iletişim kurarken duygularımızı doğru ifade etmemize yarayan önemli unsurlardır. Çoğumuz aynı davranışın farklı ülke ve kültürlerde farklı, hatta zıt anlamlara geldiğini bilmeyiz, ama kullanırız, çünkü fıtrî bir temayülümüz vardır. Gülümseyerek memnuniyetimizi belirtmek, kaşlarımızı çatarak veya dudaklarımızı sarkıtarak hoşnutsuzluğumuzu ifade etmek, neredeyse aynı ve doğru mesajı verdiğimiz genel geçer hâl dili örneklerindendir. Ancak kendimizi yanlış ifade etmemize yol açabilecek bazı misaller de mevcuttur.
Başparmak Yukarı
Türkiye ve birçok ülkede onaylama ve beğenme anlamına gelen bu işaret, bazı Arap ve Batı Afrika ülkelerinde “Burada durma, haydi git!” anlamında kullanılır. Avustralya ve Kuzey Yunanistan’da ise baş parmağın aşağı yukarı sallanması, kavga sebebi olabilecek kadar kötüdür. Dikkatli ve bilinçli kullanılması gereken bir harekettir.
Başı Aşağı Yukarı Sallamak
Başımızı aşağı yukarı sallamak, kendi kültürümüz ve çoğu kültürde onaylamak anlamına gelir. Fakat Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Suudi Arabistan ve Sri Lanka gibi ülkelerde ise “Hayır!” demiş olursunuz.
Başı Sağdan Sola veya Soldan Sağa Sallamak
Başı aşağı yukarı sallamakla zıt anlam taşıyan bu hareket, ülkemizde reddetme veya hayır anlamı taşır. Genelde anlamı güçlendirmek için bir de “cık” sesiyle eşlik ederiz. Ancak Yunanistan, Bulgaristan ve Arnavutluk’ta bu hareket “Evet.” demek için kullanılır.
Başparmak ve İşaret Parmağı ile Daire Yapmak
Ülkemizde çok iyi anılmayan bu hareket, bazı ülkelerde de olumsuz bir anlama sahiptir. Ancak Amerika’da “Her şey yolunda.” bazı ülkelerde ise “leziz” anlamını taşır.
İşaret ve Serçe Parmağı Kaldırmak
“Boynuz işareti” veya “Kötülüğün Gözü” denilen bu işaret, metal müzik dinleyenler tarafından kullanılır. Anlamı Roma medeniyetine dayanmaktadır. Hinduizm ve Budizm’de kötülüğü kovmak için kullanılır. Bazı Akdeniz ülkeleri ve Latin Amerika’da ise kişinin aldatıldığını ifade eder. Afrika’da ise birini lanetlemek isteyen, bu hareketle muhatabının yüreğine korku salabilir.
Çapraz Parmaklar
Batıl inançlara dayalı olarak parmakları çaprazlamanın kötülüğe karşı koruma sağladığı ve şans getireceğine inanılır. Vietnam’da ise tam olarak bir dayak sebebidir.
İşaret ve Orta Parmak ile “V” Yapmak
I. Dünya Savaşı sırasında Müttefik Devletler tarafından zafer işareti olarak kullanılmaya başlanan bu hareket, 60’lı yıllarda hippiler tarafından barış anlamında da kullanılmıştır. Günümüzde en çok Japon ve Koreli gençlerin fotoğraflarında karşılaştığımız bu işaret, jest anlamında kullanılır. Avustralya, İrlanda, Yeni Zelanda ve İngiltere gibi ülkelerde ise eğer bu hareketi yaparken avuç içiniz kendinize dönük ise karşınızdakine hakaret etmiş olursunuz.
İşaret Parmağını Sallamak
Karşımızdaki insanı yanımıza çağırmak için kullanılan bu hareket için, Filipinliler sadece köpeklerin böyle çağrılabileceğini düşünürler ve insanlara karşı kullanmazlar. Japonya’da da hoş karşılanmayan bu hareket, Singapur’da ölümün işareti olarak kabul edilir.
Parmak Şıklatmak
Çoğu Batı ülkesinde dikkat çekmek için kullanılan bu hareket, Fransa ve Belçika’da ise pek sıcak karşılanmaz, hele muhatabınızın tam yüzünün önünde yaparsanız…
Parmaklardan Bohça
İtalyanların en sık kullandığı el hareketlerinden biridir ve yenilen yemeğin lezzetli olduğunu ifade eder ki bu hareketi biliyorsanız İtalyancaya âşinasınız demektir. Arap ülkelerinde ise bir konuyu izah ederken sıkça kullanılır.
Avuç İçini Göstererek El Kaldırmak
Normalde dikkat çekmek, karşımızdakini durdurmak için kullandığımız bu hareket, çoğu ülkede benzer anlamda kullanılır. Fakat Yunanistan, Pakistan ve bazı Afrika ülkelerinde avuç içini karşı tarafa göstererek el kaldırmak, ağır hakaret anlamına gelir. Yunanistan için Bizans döneminden kaldığına inanılan bu hareket, o zamanlarda köleler ve suçluların yüzüne çamur ve diğer şeyleri buladıkları günlere bir gönderme niteliği taşıdığı için hoş karşılanmaz. Yunanlılar bu harekete hükümet karşıtı gösterilerde sıklıkla başvurur.
Kafanın Üstüne Dokunmak
Büyükler olarak küçüklere sevdiğimizi göstermek için kafalarının üstüne hafifçe vurur veya başlarını okşarız. İnsanlığın İftihar Tablosu Efendimiz de (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Kalbinin yumuşak olmasını istersen yetimin başını okşa ve ona şefkat göster.” (Ahmed bin Hanbel, 2/263) buyurmaktadır.
Budizm ve Hinduizm inançlarına sahip Hindistan ve diğer ülkelerde, çakra sistemine göre, kafatasının arka tarafı vücudun en üst noktası olarak ruhun tesirinin en güçlü olduğu nokta kabul edilir. Dolayısıyla o noktaya dokunulmaması gerektiğine inanılır.
Vulkan Selamı
Uzay Yolu dizisindeki pek sevgili Vulkanların insanlığa kazandırdığı bu selam hareketi, “Uzun süre refah içinde yaşa.” anlamındadır. Her ülkede aynı anlama gelen bu el hareketini, nerede olursanız olun yapabilirsiniz.