Bilim Hikmet Arar Mart 2022

Evrenin Büyüklüğü ve Sonsuz İlim

Neil Armstrong’un 20 Temmuz 1969’da Ay’daki ilk adımlarını atarken söylediği “Bir insan için küçük, insanlık için dev bir adım.” sözünün üzerinden 53 yıl geçti. Bugün ise Mars’taki Curiosity adlı uzay aracının kamerasından Mercou Dağı’nın ardında parlayan bulutlarla beraber gün batımı izlenebilmektedir.

Henüz insan gönderememiş olsak da Güneş Sistemindeki gezegenleri incelemeye başlamış olmamız insanoğlu için büyük bir başarıdır. Ancak “Kâinat hakkındaki bilgimiz ne kadardır?” sorusu üzerine düşünecek olursak:

Rabbimizin isimlerinden olan El-Alîm, “Her şeyi en ince noktasına kadar bilen, ilmi ebedî ve ezelî olan” şeklinde açıklanmaktadır.

Gözümüz sınırlı bir spektrumdaki şeyleri görebiliyorken kulağımız sadece belli bir ses aralığını işitebiliyorken aklımızın her şeyi alması mümkün müdür? Duyularımızın sınırlı olmasına rağmen Rabbimizin kâinatta tezahür eden isim ve sıfatları, O’nu tanımamıza yardımcı olmaktadır.

Günümüzde, dünyadaki üniversite, araştırma enstitüsü, laboratuvar ve gözlemevi gibi binlerce bilim merkezinde milyonlarca bilim insanı yeryüzü ve fezadaki madde ve hâdiselerin hikmetlerini araştırmaktadır. Fakat dünyada o kadar çok canlı çeşitliliği (8,7 milyon)[1] ve kâinatta o kadar fazla (2 trilyon kadar)[2] galaksi vardır ki insanoğlunun ömrü bunları incelemeye yetmemektedir.

Rabbimizin sonsuz ilmini bir derece kavrayabilmemiz için hücre içerisindeki ribozom adlı bir organel bize yardımcı olabilir: Bu organele verilen görev, amino asitleri bir araya getirerek ihtiyaç duyulan proteinlerin üretilmesidir. Fakat doğru proteini şifresiz, yani rastgele inşa etmek imkânsızdır. 100 amino asitten oluşan bir proteini düşünecek olursak; canlı organizmalarda 20 farklı amino asit olduğuna göre, her bir amino asidin doğru yerde bulunma ihtimali 10020’dir, yani rastgele olma ihtimali yoktur.

Bir sanatkâr sanat eserinin bütün detaylarını bildiği gibi Allah da (celle celâluhû) bütün kâinatta, uzayda, yer altında, okyanus tabanlarında olup biten her hâdiseden haberdar ve olayların bizzat yaratıcısıdır.

Bir yaprağın düşme hâdisesi de öyledir.[3] Yaprağın düşmesi; yaprağın dalla olan bağlantısının çeşitli sebeplerle kopması demektir. Yaprağın dalla birleştiği noktadaki hücrelerin ne zaman kuruyacağı, ne zaman öleceği, kaç kere bölünebileceği, yani ömrü, DNA’larına işlenmiş ve belli bir süre ile sınırlandırılmıştır. Ayrıca düşmeye sebep olacak rüzgâr gibi hâdiseleri de yaratan aynı Zât olunca yaprağın ne zaman düşeceği O’na malumdur.

Bilim ve teknoloji gelişmektedir, fakat geldiğimiz noktada henüz kendi gezegenimiz hakkında bile çok az şey bilmekteyiz. Mesela ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesinin raporuna göre, okyanus tabanının yüzde 95’i henüz keşfedilmemiştir.[4] Uzay hakkında bildiklerimiz ise uzayın büyüklüğü karşısında yok sayılabilecek kadar azdır. Kâinat o kadar büyüktür ki ışığının hızı saniyede yaklaşık 300 bin km yol almasına rağmen günümüzde hâlâ dünyaya ışığı ulaşmamış yıldızların olduğu bilinmektedir.

Güneş Sistemindeki gezegenleri incelemeye başlamamız insanlık için büyük bir adım olsa da bütün evreni değil sadece Samanyolu Galaksimizi düşünecek olsak bile karşılaştırılamayacak kadar minik bir adımdır. Elbette bu çalışmalar küçümsenemez, ancak dikkat çekmek istediğimiz konu evrenin akıl almaz büyüklüğüdür.

Bugünkü ölçümlere göre:

SİSTEM ÇAP (ışık yılı)
Evren 93.000.000.000
Samanyolu Galaksisi 100.000
Güneş Sistemi 2
Dünya 0,0000000014

Bu bilgilere göre, yeryüzündeki her şeyi bilsek bile Dünya’nın büyüklüğünün bugün bilinen kâinatın büyüklüğüne oranı yok denecek kadar küçüktür (1,5 x 10-20). Bu büyüklük, vücudumuzdaki yaklaşık 50 trilyon hücrenin her birindeki ortalama 100 trilyon atomdan biri kadardır. Yani kâinat, vücudumuz büyüklüğünde olsaydı, Dünya bedenimizdeki bir atom kadar olacaktı.

Ayrıca birçok âlimin dualarında çokluk ifade ederken “denizlerdeki kum tanelerinin adedince” ya da “yıldızların sayısınca” yerine, “O’nun malumatı adedince” ifadesini kullanması da manidardır.

 Dipnotlar

[1] “How Many Animals Are There in the World?” www.wonderopolis.org/wonder/how-many-animals-are-there-in-the-world

[2] “Galaxies, explained”, www.nationalgeographic.com/science/article/galaxies

[3] “O’nun haberi olmadan bir tek yaprak bile düşmez.” (En’âm, 6/59).

[4] “Derin Denizlerin Gizemi”, bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/derin-denizlerin-gizemi